Yıllar olmuş kendim için bir şeyler yazmayalı. İnsanlıktan asgari miktarda nasibini almış bir birey olarak bu beni tabii ki de şaşırtmadı. “bu
sefer dersime günü gününe çalışıcam” benzeri bir motivasyon yalanıyla açtığım
bu bloğa 3-5 yılda bir giri yapmam bile büyük bir başarı sayılır kendi
nazarımda. Her hafta rejime başlayan insan klişesinin gerçek hayattaki bir
tezahürü olarak bundan zerre gocunmam.
Çünkü yıllar geçse de üstünden, değişmeyen
tek değerim “düz adam” olmaktır.
Düz adam Konya ovasıdır, dertsizdir, tasasızdır. Rubik küp
alıp; dağıtmadan masasına koyan adamdır. Çözüm odaklı, net ve aridir.
Ayrıntılara takılmaz, tatava yapmaz. Düz adam okur, sonuç çıkartmaz. Bilgiyi
yorumlamaz, gereksiz bilgiye harman kalmaz. Ek olarak yemeğe fazladan tuz
katmaz, fast foodcuda ekstra sos için çıngar çıkartmaz.
Eyyyy! Bal dudaklı okur, sana burada saatlerce “düz adam”
övmeyi çok isterdim lakin konumuz biraz farklı.
Velhasıl kelam, sayın okur, düz olmak da bir boyuta sahip
olmayı gerektirir. En azından uzayın derinliklerinde bir yerlerde “x” veya “y”
düzleminde 2-80 yatmış olmak lazımdır. Böylesine çok boyutlu bir evrende düz
olmak sanıldığı kadar kolay değildir!
Karşı yönden gelen, tomruk yüklü bir “z” ekseni tam
ortanızdan ikiye bölüverir bazen o düzlüğü. Sağınız nefret, solunuz aşk ile
dolar. Konya ovanızda Richter ölçeğinin görev tanımının üstünde bir deprem olur.
Dağlarınız mevlanıza dik uzanır. Her ayrıntıyı didiklerken, “oğlum Demirtaş’da
iyi adam ama!!” derken yakalarsınız kendinizi. Bazı bazı “BEN BU YEMEĞİN TUZUNUN
GÖLÜNDEKİ CANAVARI S.KERİM ULAN!!” diye bağırasınız gelir. Bir ranch sos için, aylık 600 tl
ye çalışan çelimsiz insanların ağzına plastik tepsiyle “POPARRRTT” diye vurmak
istersiniz.
Olur yani… Olmaz değil bunlar.
İşte bünyede bu semptomlar görüldüğünde, acilen en yakın
yalnızlığa başvurmanız önerilir. Yalnızlığı okul koridorlarında boy boy
dizilmiş ve her birinde bir harfi olan kırmızı kovalar üzerinde bulabilirsiniz.
Acil durum anında kırılması gereken otobüs camının üzerinde, tayyarelerde acil
çıkış kapısını açmaktan sorumlu olan yolcuda veya bir inşaat mühendisliği
öğrencisinin sakalında da bol miktarda bulunur bu meret.
Yalnızlık en anlayışlı sevgilidir. Döndüğünüzde hep oradadır.
Bilgisayar oyununda mühimmatınız bittiğinde, elinizde kalan sonsuz mermili
tabancadır. Sistem geri yükleme seçeneğidir, reset tuşudur. Sudur. Düzlük
olmanın bekasıdır. Her şey bittiğinde elinizde kalan tek boyuttur. Başlangıçta
sahip olduğunuz, bittiğinde sizin olacak tek varlığınızdır.
“Bu yazıdaki anlam bütünlüğünü s.keyim” demenizi sağlar. Hatta
“Sonuç paragrafına kafam girsin”dir.
SAYGILAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder