22 Aralık 2013 Pazar

YALNIZ DONLU

Koskoca hamburgerinden devasa bır ısırık aldı. 

Her akşam televizyonu daha iyi görüyor diyerek koltuğun karşısındaki sehpasında yemek yerdi. 

Sağında duran yemek masası dikkatini çekti.

Hakkaten de ne s.kime almıştı o devasa yemek masasını? Aynı anda en fazla 2 kişinin bulunduğu bir evde kenarlarından çekildiğinde ortadan uzayan at genitali gibi bir yemek masası bulundurmak hakikaten abesle iştigaldi.

"o son 4 sandalyeyi almayacaktım aga" diye düşünürken hamburgeri çiğnemeden yutmaya kalkmıştı. Kolasını masadan kaldırmadı, pipete doğru eğilerek bir yudum aldı.

"Her şey çok mantıklı da benim bir masam mı dert oldu mnaki" dedi kendi kendine.

Her sabahın kör saatinde uyanıp o nefret ettiği takımları giymek pek mantıklıydı sanki.

Tıraştan zımpara görmüş kedi g.tüne dönen yüzüne kolonya basmak neydi lan? 4 kuruş kazanmak için, 3 kuruş kazanan çalışana hayali kırbaçlar sallayan patronlar neydi?

Ağzından küçük bir lokma fırlayıp üzerindeki tek kumaş parçası olan boxerına düştü.

Eliyle alıp önündeki kül tablasına attı.

En son kız arkadaşıyla aylar önce görüşmüştü.
Arkadaşları dünyanın dört bir yanına dağılmıştı.
En yakın dostunun ruhu ise ikinci bir emre kadar dönememek üzere memleketine yollamıştı kendisini.

Şimdi hiç kullanmadığı 3 odası ve evin bir takım noktalarına serpiştirilmiş bir sürü "kalabalık ihtimali ihtiva eden" eşyası vardı. Akşam çökünce "bu hale nasıl geldim lan" konulu; sadece kendisinin katılımcı olduğu tartışma programı. Gecenin sonlarına doğru ise "opera kursuna yazılıp tenör olucam amk!" hayalleri. Yatmadan hemen önce "tenörle mücadele ekiplerinden" korkup bu hayalden dönmeye müteakip İstiklal Marşı'yla kapanış.

Kolasından içmek için bir kez daha pipete eğilip emdiğinde "föerş föerş" sesiyle beraber sulu kola dibi tadı geldi.

Kolası da bitmişti.

Hamburgerinin son lokmasını ağzına attı.

Dudağının kenarına bulaşan yalnızlığı peçetesiyle sildi.

Donluydu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder